Beni Seven Benden Başka Hiç Bir Şeyde Huzur Bulmamalı

Hz. Musa’nın kavmi, yağmur duasına çıkması için kendisini zorluyorlar. O da Tur-i Sina’da kavminin arzusunu Cenab-ı Hakk’a arz ediyor. Cenab-ı Hak da:

‘Sen onların içinde kara Berh’i bul! Dua için gönder. O dua etsin, ben de kabul edeyim. Günahları kalplerini karartmış ve kalpleri benden emin olmayan ve bana bağlı bulunmayan kişilerin yaptıkları duaları, ben nasıl kabul edeyim?’ buyuruyor.

Hz. Musa Berh’i bulduruyor ve Allah’ın emrini söylüyor. Berh bir dağa çıkıyor ve başlıyor niyaza:

‘Allah’ım bu sana yakışmaz; senin hilmine, keremine bu sığmaz. Sana ne oldu, suların mı azaldı? Yoksa esen yeller, bulutları taşıyan rüzgârlar artık emrine mi itaat etmiyorlar? Yahut sermayen mi bitti, veya biz günahkârlara mı çok kızgınsın? Sen Gaffâr değil misin Allah’ım? Sen o günahlardan evvel, rahmetini yaratmadın mı? Bizlere rahmet ve şefkatle muamele etmeyi sen emretmedin mi? Yoksa bize, bizi imtihan ettiğini mi gösteriyorsun? Ya da kayboluruz korkusuyla mı, bizi bir an evvel cezalandırmak istiyorsun? Nedir başımıza gelen bu hâl, ya Rabbi!’ der demez, yağmur boşalıyor ve öğleye kadar otlar, çimenler, diz boyu yükseliyor.

Allah Teala peygamberi Hz. Musa’ya buyuruyor ki:

‘Berh benim çok sevdiğim bir kulumdur. Ama onun da bir kusuru vardır.’ Hz. Musa:

‘Nedir o kusuru ya Rabbi?’ diye soruyor, Hz. Allah:

‘Seher vakti ibadete kalktığında, seher rüzgârı onun hoşuna gidiyor ve ondan zevk alıp huzur buluyor. Halbuki beni seven, benden başka hiç bir şeyde huzur bulmamalı’ buyuruyor.”