Az yemenin vücuda faideleri, çok yemenin zararları hakkında pek çok sözler söylenmiştir. Bunların bazılarını Mevlamız küffarı zem makamında “hayvanlar gibi yediklerini” ifade buyurur. Müminler “yiyin için, israf etmeyin” ayet-i celilesinde “yeyin, için” kısmını alıp ta “israf etmeyin” tarafını gözardı etmemeli.
Peygamber Efendimiz S.A.V. bir hadis-i şeriflerinde vücudu harap eden, hastalıklara sebep olan, ibadette tembellik meydana getiren çok yemeden men buyurmuştur. Yine mide dolu olduğu zaman insanın kuvve-i fikriyesinin uykuda olacağını hikmetlerin gideceğini, azaların ibadet ve amelden kalacağını haber vermiştir.
Ekabirden biri de “Karnını hazine-i şeytan kılmasın, istediğini doldurmasın” demiş.
Yusuf (a.s.)’a, “Bu nice hazinelere sahip olduğun halde niçin karnını doyurmazsın?” demişler. “Karnımı doyurursam açları unuturum” buyurmuş.
Hz. Lokman oğluna, “En güzel yemeği ye ve en mükemmel yatağa yat” demekle, az yiyip çok yürümeye işaret etmiştir.
Hz. Ömer buyururlar ki, “Peygamber Efendimizin S.A.V. hane-i saadetlerinde iki çeşit yemek bulunur. Birini fakirlere tasadduk ederdi.
Hukema-yı Arap, “Az ye, rahat uyu” derler. Yine bir hikmet ehline, “Hangi yemek daha iyidir?” demişler. “Açlık” cevabını vermiş. Hâkimin maksadı mümkün olduğu kadar mideyi boş bulundurmanın hem vücuda hem ahlaka büyük tesir olacağına beyandır.
Semûre b. Cündeb’e, “Oğlun o kadar yemek yedi ki, neredeyse ölüyordu” demişler. “Ölse namazını kılmazdım” demiş.
Obur birine, “Ne kadar güzel yemek yiyorsun?” demişler. “Doksan senedir bundan başka marifetim mi var!” demiş.
Emevî emirlerinden Mesleme b. Abdülmelik, Kayser-i Rûm’a, “Sizde hangi ademîyi ahmak sayarlar?” demiş. Şu cevabı almış: “Eline geçeni karnına dolduran şahıs..”
Bukrat’a, “Çok az yiyorsun, sebebi nedir?” demişler. “Ben yaşamak için yerim, başkaları ise yemek için yaşar” cevabını vermiş.