Yeşim Taşı

Genç bir adam, değerli taşlara ilgi duyar ve mücevher ustası olmaya karar verir. "Bu mesleği yapacaksam, iyi bir mücevher ustası olmalıyım." diye düşünür ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını aramaya başlar. Sonunda bulur ve yanına varır. Bir süre bekledikten sonra usta tarafından kabul edilir. Genç adam, taşlara ilgi duyduğunu ve iyi bir mücevher ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatır. Yaşlı usta sesini çıkarmadan genç adamı dinler, sözleri bitince de ona bir taş uzatır, "Bu bir yeşim taşıdır.” dedikten sonra genç adamın avucuna taşı bırakır ve avucunu kapatır. "Avucunu aynen böyle kapalı tut ve bir ay boyunca hiç açma. Bir ay sonra tekrar gel." der.

Genç adam evine döner, kendisini merakla bekleyen ailesine neler olduğunu anlatır. Anlattıkça da kendisine çok anlamsız gelen bu hareketi ve soğuk üslubu nedeniyle kızdığı ustaya olan öfkesi gittikçe artar. "Nasıl böyle bir şey yapmamı ister. Bir de ülkenin en iyi mücevher ustası olacak. Buna bir ay boyunca nasıl katlanacağım, böyle bir eziyetle nasıl yaşarım?” diye devamlı söylenir, her önüne gelene ustadan yakınır ama avucunu da hiç açmaz. Avucu kapalı uyur, bütün işlerini diğer eliyle yapar. Ve bu duruma giderek alışmaya, diğer elini de çok rahat kullanmaya başlar. Yanlışlıkla avucu açılıp taş düşmesin diye hep yarı uyanık uyur. Böylece bir ay geçer. Her günü zorluklarla dolu, her gecesi de yarım uykuyla yaşanmış bir ayı tamamlar.

Ve o gün gelir. Genç adam tam bir ay sonra, büyük ustanın karşısına çıkar. Usta bir süre beklettikten sonra yanına gelince genç adam -ne kadar saçma bulursa bulsun- bu sınavı başarıyla tamamlamış olmanın verdiği gururla elini uzatır, avucunu açar. “İşte taşın.” der, "Bir ay boyunca avucumda taşıdım, şimdi ne yapacağım?" Yaşlı usta sakin bir sesle cevap verir: "Şimdi sana bir başka taş vereceğim, onu da aynı şekilde bir ay boyunca avucunda taşıyacaksın.” Bu söz üzerine genç adam bütün sükûnetini kaybeder, bağırıp çağırmaya başlar. Genç adam bağırıp çağırırken, yaşlı usta ona hissettirmeden bir taşı avucuna sıkıştırır. Öfkeden yüzü kıpkırmızı olan genç adam, bir anda elindeki taşı hisseder. Taşı biraz daha sıkar ve heyecanla konuşur: "Bu taş yeşim taşı değil usta!”

Öğrenmek için zaman gerekir, sabır gerekir, ustaları izlemek gerekir. Dünya hızlandıkça zaman kısalabilir ama öğrenmenin esası değişmez.